قوله
تعالى حتى إذا
استيأس الرسل
199- "Öyle ki, Peygamberler
Ümitsizliğe Düşüp Yalanlandıklarını Sandıkları Bir Sırada ... " (Yusuf
110)
أنا الحسن بن
محمد نا حجاج
عن بن جريج
قال قال لي بن
أبي مليكة
أخبرني عروة
عن عائشة أنها
خالفت ذلك
وأبته قالت ما
وعد الله
محمدا صلى
الله عليه
وسلم من شيء
إلا وقد علم
أنه سيكون حتى
مات وإنه لم
تزل البلايا
بالرسل حتى
ظنوا أن من معهم
من المؤمنين
قد كذبوهم قال
بن أبي مليكة
في حديث عروة
وكانت عائشة
تقرؤها ظنوا
أتهم قد كذبوا
مثقلة
[-: 11191 :-] Urve bildiriyor: Hz.
Aişe "Kuzibu = Onlara yalan söylendi" şeklindeki (kıraati) kabul
etmedi ve: "Allah, Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e ne vaad
ettiyse, vefat edene kadar muhakkak ki Allah'ın vaad ettiklerinin yerine
geleceğini bildi. Peygamberler o kadar belaya maruz kaldılar ki, kendileriyle
beraber olan müminlerin peygamberlerini yalanladığını zannettiler" dedi.
İbn Ebi Muleyke,
Urve'nin hadisinde der ki: Aişe: "Kuzibu, kelimesini "Kuzzibu"
olarak okurdu.
Tuhfe: 15081
أنا قتيبة بن
سعيد حدثنا بن
أبي عدي عن بن
جريج قال
أخبرني بن أبي
مليكة عن بن
عباس حتى إذا استيأس
الرسل وظنوا
أنهم قد كذبوا
قال ذهب ها هنا
وأشار إلى
السماء قال بن
أبي مليكة
وتلا بن عباس {
حتى يقول
الرسول
والذين آمنوا
معه متى نصر
الله ألا إن
نصر الله قريب
} قال بن أبي مليكة
فذكرت ذلك
لعروة بن
الزبير قال
قالت عائشة
معاذ الله
والله ما حدث
الله تعالى
رسوله شيئا
إلا علم أنه
سيكون قبل أن
يموت ولكن نزل
بالأنبياء
البلاء حتى
خافوا أن يكون
من معهم من
المؤمنين قد
كذبوهم وكانت
تقرأ كذبوا
مثقلة
[-: 11192 :-] ibn Ebi Muleyke
bildiriyor: ibn Abbas: "Öyle ki, peygamberler ümitsizliğe düşüp,
yalanlandıklarını sandıkları bir sırada onlara yardımımız gelmiştir" (Yusuf
110) ayetini "Kuzibu" (onlara yalan söylendi) lafzıyla şeklinde
okuyup: ''Şuraya gitti" diyerek gökyüzüne işaret etti. Yine ibn Ebi
Muleyke der ki: Ard/ndan ibn Abbas: " ... Peygamber ve onunla beraber
müminler: ''Allah'ın yardımı ne zaman?'' diyecek kadar darlığa ve zorluğa
uğramışlar ve sarsılmışlardı; iyi bilin ki Allah'ın yardımı şüphesiz
yakındır" (Bakara 214) ayetini okudu. Bunu Urve b. ez-Zübeyr'e
zikrettiğimde de şöyle dedi: Bu konuda Hz. Aişe demişti ki: ''Böylesi bir
şeyden Allah'a sığın/rım! Yüce Allah, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e ne vaad ettiyse, vefat edene kadar muhakkak ki Allah'ın vaat
ettiklerinin yerine geleceğini bildi. Peygamberler o kadar belaya maruz
kaldılar ki, kendileriyle beraber olan müminlerin, peygamberlerini
yalanladığını zannettiler .. "
Ravi der ki: Hz. Aişe bu
ayeti "Kuzzibu" lafzıyla, şeddeli olarak okurdu.
Tuhfe: 15081
Diğer tahric: Buhari
(4524,4525).
أنا إسحاق بن
إبراهيم أنا
وهب بن جرير
نا أبي عن
كلثوم بن جبر
عن سعيد بن
جبير عن بن
عباس أنه قرأ
حتى إذا
استيأس الرسل
وظنوا أنهم قد
كذبوا خفيفة
قال إذا
استيأس الرسل
من إيمان قومهم
وظن قومهم أن
الرسل كذبوهم
[-: 11193 :-] Said b. Cubeyr'in
bildirdiğine göre ibn Abbas: "Öyle ki, peygamberler ümitsizliğe düşüp,
yalanlandıklarını sandıkları bir sırada ... " ayetini (Kuzibu kelimesini)
şeddesiz okudu ve şöyle tefsir etti: IIpeygamberler kavimlerinin iman
etmelerinden ümitlerini kesince ve kavimleri, peygamberlerinin yalan
söylediğini zannedince (onlara yardımımız gelmiştir)"
Tuhfe: 15081
Bu Hadisi Kütüb-i
Sitte sahiplerinden Sadece Nesa! rivayet etmiştir.
قوله
تعالى ما تحمل
كل أنثى - سورة الرعد
200- "Allah Her
Dişinin Rahminde Taşıdığını ... Bilir ... " (Ra'd 8)
أنا علي بن
حجر عن
إسماعيل وهو
بن جعفر عن
عبد الله بن
دينار عن بن
عمر قال قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم مفاتيح
الغيب خمس لا
يعلمها إلا
الله لا يعلم
ما تغيض
الأرحام أحد
إلا الله ولا
يعلم ما في غد
إلا الله ولا
يعلم متى يأتي
المطر إلا
الله ولا تعلم
نفس بأي أرض
تموت ولا يعلم
متى تقوم
الساعة أحد
إلا الله عز
وجل
[-: 11194 :-] ibn Ömer/in naklettiğine
göre Allah'ın Resaıü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Gaybın anahtarları
beştir (Bunları ancak Allah bilir). Her dişinin neye hamile olduğunu Allah'tan
başkası bilemez. Yarın ne olacağını Allah'tan başkası bilemez. Ne zaman yağmur
yağacağını Allah'tan başkası bilemez. Hiç kimse nerede öleceğini bilemez.
Kıyamtin ne zaman kopacağını Allah'tan başkası bilemez" buyurmuştur.
Tuhfe: 7146
7681'de tahrici
geçmişti.